1999 Konseri: Memleketimi seviyorum
(Sendung vom 22.08.2016)

In unserem Münih-FM-Sommerprogramm, dass Sie heute und noch in den folgenden zwei Wochen bei uns hören können gibt es heute nicht nur etwas mehr Musik als sonst und etwas etwas weniger Wort, sondern fast ausschließlich Musik.

Nachdem am Donnerstag letzter Woche im Osten der Türkei, u.a. bei dem schwerern Sprengstoffanschlag auf das Polizeipräsidium von Elazig viele Menschen durch Autobomben getötet und hunderte verletzt worden sind, nach dem neuerlichen Anschlag gestern auf die Hochzeitsgesellschaft in Gaziantep, können wir hier kein normales Programm veranstalten.

Stattdessen haben wir ins Archiv gegriffen, und nicht nur die Startmusik der türkischen Redaktion von LORA München aus den 90er-Jahren herausgesucht, sondern auch einen Mitschnitt aus einem Konzert hier in München. 1999 war das, ein Solidaritätskonzert für die Opfer der Erdebenkatastrophe damals in der Türkei.

Cihan Yaman im Anton-Fingerle-Bildungszentrum (Solidaritätskonzert, 1999)
Cihan Yaman im Anton-Fingerle-Bildungszentrum (Solidaritätskonzert, 1999)
Viele Musikerinnen und Musiker haben sich damals daran beteiligt, und im Anton-Fingerle-Bildungszentrum begann das Konzert nach der allgemeinen Begrüßung mit einem Gedicht von Nazım Hikmet, und der erste Künstler des Abends war Cihan Yaman, dessen Musik wir heute hören.

Die Sendung beginnt aber mit dem Gedicht von Nazım Hikmet – Memleketim:

Memleketim (Nazım Hikmet)

Memleketimi seviyorum:
Çınarlarında kolan vurdum, hapishanelerinde yattım.
Hiçbir şey gidermez iç sıkıntımı
memleketimin şarkıları ve tütünü gibi.

Memleketim:
Bedreddin, Sinan, Yunus Emre [ve Sakarya],
kursun kubbeler ve fabrika bacaları
benim o kendi kendimden bile gizleyerek
sarkık bıyıkları altından gülen halkımın eseridir.

Memleketim
Memleketim ne kadar geniş:
dolaşmakla bitmez tükenmez gibi geliyor insana.
Edirne, İzmir, Ulukışla, Maraş, Trabzon, Erzurum.
Erzurum yaylasını yalnız türkülerinden tanıyorum
ve güneye
pamuk isleyenlere gitmek için
Toroslardan bir kere olsun geçemedim diye
utanıyorum.

Memleketim:
develer, tiren, Ford arabaları ve hasta eşekler,
kavak , soğüt ve kırmızı toprak.

Memleketim.
Cam ormanlarını, en tatlı suları ve
dağ başı gollerini seven alabalık
ve onun yarim kiloluğu
pulsuz gümüş derisinde kızıltılarla
Bolu’nun Abant golünde yüzer.

Memleketim:
Ankara ovasında keçiler:
kumral, ipekli, uzun kürklerin parıldaması.
Yağlı, ağır fındığı Giresun’un
Al yanakları mis gibi kokan Amasya Elması,
zeytin, incir, kavun ve renk renk salkım salkım üzümler
ve sonra kara saban
ve sonra kara sığır:
ve sonra: ileri, güzel, iyi
her şeyi
hayran bir çocuk sevinci ile kabule hazır
çalışkan, namuslu, yiğit insanlarım
yari aç, yari tok
yari esir…